top of page

YARIM KALAN 'DEVRİM'




Devrim otomobili…

Neden böyle bir çalışma yapıldı? 60 yıl önce yapılmış bu projeden kime ne? Zira 60 yıl içerisinde onun gibi nice projeler yapıldı fakat 27 Mayıs ihtilali olan bu projenin önemi yerini hep korudu. Bu projenin özelliği neydi ki mercek altına alınıp incelendiği gibi insanın aklına yüzlerce soru gelebilir. İşte projenin amacı da tam olarak burada başlıyor. Bu sorulara cevap bulmak, bilinçlenmek ve 29 babayiğit mühendisin de dediği gibi bu değerler bütününe sahip çıkıp yaşatmak.


15 Nisan 1961, ANKARA


Uzun süren hazırlık aşamasından sonra kongre başlamak üzereydi. Her şey hazır ve yerli yerindeydi. İnsanlar, o dönemde sıkça konuşulan konu hakkında paşanın neler söyleyeceğini merak ediyordu. Sinirler gerilmişti ve heyecan doruktaydı.

Donuk bakışlı adam önündeki sudan bir yudum aldı. Kendince sesini düzeltti ve sıkıcı sayılabilecek konuşmasına başladı. Halk, her geçen dakikada daha çok sabırsızlanıyordu. Farklı şeyler duymak istiyorlardı. Paşanın kürsüden inmeden önceki son cümlesi şöyleydi:


“Sizden %100 Türk işçi ve mühendisinin yapacağı yerli ve bir o kadar milli otomobil yapmanızı emrediyorum”

Kongrenin katılımcıları şok olmuştu. Konuşmayı yapan Cemal Gürsel Paşadan beklenmedik bir çıkıştı bu. Ama söz kılıçtan keskindi. Herkes şaşkındı… Kim yapacak? Nasıl olacak? Hangi parayla yapılacak? Nerede yapılacak gibi sorular insanların zihninde cevap bekliyordu.



Proje başlarken toplumun düşünceleri

Öyle bir projeye başlanmıştı ki konu hakkında fikir sahibi olan hiç kimse, bu proje için içtenlikle olumlu bir cevap veremezdi. Nitekim söz alanların çoğu böyle bir projede seve seve çalışmaya hazır olsalar da bu denli kısa bir sürede sonuç alınamayacağını dile getirmişlerdi. Tüm ülkede ise üniversitesinden basınına, sanayicisinden politikacısına; sesi gür duyulabilen kişiler “Türkiye’de bırakın otomobili toplu iğne dahi yapılamaz” gibi fikirlerini fırsat buldukları her yerde alaycı bir ses tonu ile söylüyorlardı. Fakat emir verilmişti bir kere. Yerli ve milli bir araba yapılmalıydı. Üstelik bu araba o seneki 29 Ekim törenlerine kadar hazır olmalıydı. Yani çok kısa bir süre vardı.



Projenin ekibi ve detayları

Projenin hayata geçirilmesi için yalnızca 129 gün vardı. Projenin yapım görevi TCDD ye verildi. 29 mühendis 130 teknisyen ve 200’e yakın işçi ile çalışmalar başladı. 16 Haziran 1961 tarihinde TCDD yöneticisi ve mühendisler özel bir görev için toplantıya çağırıldı. Mühendisler, öncelikle arabanın yapılması için uygun bir atölye bulmak zorundaydı. Bunun için en uygun yer, günümüzde TÜLOMSAŞ olarak bilinen Eskişehir Demiryolu Fabrikaları dökümhanesi kullanıldı. Projenin başında Yüksek Müh. Emin Bozoğlu vardı. Y. Müh. Emin Bozoğlu, projenin yürütülmesi ve sonuca ulaştırılmasında gruptaki diğer yöneticiler gibi bütün bürokratik engelleri cesaretle aşmış; kişisel sorunlar ya da görevin yanlılığı ve ivediliği gibi tonlarca yükün altına girmişti. Projenin hayata geçirilmesinde en önemli etken: görev alan mühendis ve çalışanların proje sürecinde hafta sonları da dahil her gün en az 12’şer saat, gerektiğinde de bazı geceleri sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirmek suretiyle işbaşında kalmayı yüksünmeyecek ölçüde bu davaya gönül vermiş olmalarıydı. Zaten dava uğrunda canları pahasına savaşan insanlar ateşten gömleği sırtlarında taşımazlar mıydı?

Çalışmaların yapıldığı atölyenin kapısına bir levha asıldı. Levhada arabanın teslimine kaç gün kaldığı yazıyordu. Her gün levhadaki gün sayısı değiştiriliyordu. Her geçen gün onlara biraz daha heyecan ve telaş katıyordu.


Görsel 1: İlk toplantıdan 3 gün sonra, 19 Haziran 1961 günü TCDD'nin Eskişehir Cer Atölyesi'nde, topluiğne ithal eden Türkiye'nin 23 mühendisi bir araya geldi. Motoru dahil tümüyle yerli bir otomobil yapmak istiyorlardı. Otomobili olanlardan gelirken arabalarını yanlarında getirmeleri istenmişti. Aralarında daha önce bir arabanın direksiyonuna oturmamış mühendisler bile vardı.















Görsel 2: Devrim otomobili 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na yetiştirilecekti. Eskişehir Cer Atölyesi'nin yoksul hangarında uzun masanın çevresine toplanmış; tek lüksleri, tavşan kanı çayın tadını çıkaran mühendisler öncelikle iş bölümü yaptılar. TCDD Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığında bir takım kararlar alındı.



Görsel 3: Artık proje şekillenmeye başlamış ve ana hatlarıyla gidilecek yol çizilmişti. Kemal Çalış(Teknisyen), ''Biz otomobil tamircisi idik. Ben, şanzıman takımındaydım. Hidrolik şanzıman hakkında bilgim yoktu. Ama tabii mesleğimiz motorculuk olduğu için bu görevi üstlenmek bize nasip oldu. Devamlı çalıştık, on gün evime gidemedim.'' diyordu.





Görsel 4: Kalıplar alınıyor, çizimler yapılıyor ama bir de bakıyorlar ki Ford'un bilmem ne modeline benzemiş. Bu yüzden sürekli bir sorun çıkıyordu. Tekrardan üretiyorlar bu sefer Opel'i andırıyordu. Onlar yerli ve milli olmasını istiyordu bu yüzden tekrar tekrar üretip vazgeçtikleri oldu. En sonunda alçı bir kalıp çıkardılar ve onun üzerine karar kıldılar.



Teknik Özellikler:


Motor

10 Adet Motor :

4 adet A4L tipi

3 adet A4T tipi

3 adet B3T tipi

Silindir Sayısı : 4

Dört zamanlı

Silindir Çapı : 81 mm














Azami Motor Devri : 3600 devir/dk

Strok : 100 mm

Sıkıştırma Oranı : 6,8 : 1

Silindir Hacmi : 2070 cm³


















Kapasite : 50 HP (A4L), 60HP (A4T), 70HP (B3T)

Şanzıman : A tipi (3 adet) B tipi (4 adet)

Maksimum hız : 135 km/saat

Yakıt sistemi : Karbüratörlü, Yandan (A4L) ve Üstten Sübaplı (A4T ve B3T)






































Maksimum hız : 135 km/saat

Yakıt sistemi : Karbüratörlü, Yandan (A4L) ve Üstten Sübaplı (A4T ve B3T)


























Uzunluk : 4500 mm

Genişlik : 1800 mm

Yükseklik : 1550 mm

Ağırlık : 1250 kg







































29 Ekim 1961

29 Ekim günü araçlar halkın karşısına çıkacaktı. Zor olan başarılmış ve 129 gün gibi kısa bir sürede tam 4 adet otomobil üretilmişti. Zaman öylesine kısaydı ki araçların son kat boyası 28 Ekim günü atılmış ardından araçlar trene bindirilmiş ve Ankara’ya doğru yola çıkmıştı. Hatta otomobillerin

pasta ve cilası ise gece trende atılmıştı. Arabaların buharlı lokomotif ile çekilmesi sırasında bacadan çıkan kıvılcımlar ile yangın çıkmaması adına güvenlik için depoları boşaltıldı. Devrim arabaları sabaha karşı Ankara’ya indirilmişti. İçlerinde sadece manevra yapmalarına yetecek kadar benzin vardı. Planlanana göre araçlar Sıhhiye’de mobil benzin istasyonundan benzin alacak ve ardından meclise geçecekti. Ancak Devrim arabalarına eşlik eden polis ekiplerinin durumdan haberi olmadığı için araçlar hiçbir yere uğramadan meclise doğru yol aldı. Durum ise meclise gelindiğinde anlaşıldı. Hemen civardaki otomobillerin depolarından hortum ile benzin çekilmiş ve araçlara konmaya başlandı. İlk araca benzin ikmali yapılırken Cemal Paşa yakınında bulunan siyah renkli diğer araca bindi. Araç 100 metre gittikten sonra benzini bitti ve durdu. Paşaya durumun açıklanması ile paşa önde bulunan bej renkli araca binerek Anıtkabir’e doğru yol aldı. Bu sırada diğer aracın da yakıt ikmali yapılmıştı. Anıtkabir ziyareti sonrasında ise Siyah renkli araç hipodromdaki gösterilere katılmış ve kendini göstermişti. Tüm bunlara rağmen ertesi günkü gazete manşetlerinde bundan hiç bahsedilmemiş sadece “devrim 100 metre gitti ve bozuldu” manşetleri atıldı. Ne paşanın bej renkli araçla Anıtkabir’e gittiğinden ne de hipodromdaki törenlere katılan siyah araçtan bahsedilmişti.




Dönemin gazete manşetleri


Görsel 5: Devrim için ne dediler ? Dr. Tahsin Önalp ve Faruk Akyol bu projeye nasıl bakıyordu ?

























Görsel 6: Projenin detayları nelerdi ? Yine mi hüsran ? Arabaya neden bu isim verildi? Vehbi Koç proje için ne dedi ?

































Görsel 7: Cavit Çıtak devrim için ne dedi ? Projenin başarılı olacağını düşünüyor muydu ?











































Görsel 8: Şecattin Sevgen'i her şeyden sonra teselli eden şey neydi? Devrime nasıl sahip çıktılar? Erdoğan Karakoyunlu devrimin ülkede yarattığı etkiyi nasıl yorumladı?




















Yazarın düşünceleri

Dünyada bir daha örneği olmayacak kadar kısa süre içerisinde mum ışığında, ay ışığında ve aklın ışığında 4 adet prototip üreten ve başta ülkemizde sonrasında tüm dünyada bir aşağılık duygusuyla Türkler otomobil yapamaz diyenleri söyledikleriyle bırakan başta 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ve silgisiz ve kararlı 29 babayiğit mühendisi daha sonrasında emeği geçen her bir koca yürekli vatanseveri gururla yad ediyorum. Öncelikli amacım bilinçlenmek ve bize bırakılan paha biçilemez bu gibi değerlere sahip çıkıp bir sonraki nesillere nakletmek. Daha sonrasında toplumda milli bir bilinç oluşturmak ve bu bilinçle geleceğimize kararlarımızı zihin ve kalp süzgecinden geçirip yön vermekti.



Devrimin anısına sevgiyle ve saygıyla...



Batuhan Şentürk




Yazının oluşumunda ana kaynak olarak kullandığım Afet Ilgaz'ın ' Yarım Kalan Devrim' ve Muhittin Şimşek'in 'Yarım Kalan Devrim Rüyası' kitaplarına ilginizi çekebilecek birçok detay barındırdığından göz atmanızı isterim.






*Yayımda ve yapımda emeği geçen Mert Can Alpaydın'a teşekkürü borç bilirim.





482 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page